Fiziksel bedenimizin hemen üzerinde yer alan eterik beden, gözle görünmeyen ama hissedilebilen bir enerji katmanıdır. Bu katman, fiziksel bedenin adeta bir enerji şablonudur. Bedenin yaşam enerjisini alır, işler ve tüm hücrelere dağıtır. Eterik beden olmadan, fiziksel bedenin hayatta kalması mümkün olmaz, çünkü bu enerji katmanı, hayatın temel kaynağı olan enerjiyi bedenimize aktarır. İşte bu enerjisel yapı, bedenimizin çevresine yayılır ve auradediğimiz enerji alanını oluşturur.

Aura, insanın enerji bedeninin dışa yansıyan ve fiziksel bedenin çevresinde yer alan elektromanyetik bir alan olarak tanımlanır. Bu enerji alanı, bireyin duygusal, zihinsel ve ruhsal durumunu yansıtır ve aynı zamanda çevreden gelen enerjilere karşı bir koruma kalkanı görevi görür. Her bireyin aurası, o kişinin enerjisel ve fiziksel sağlığına göre değişiklik gösterir; yoğunluk, parlaklık ve renk bakımından farklılıklar içerir. Aura, dış dünyadaki enerji akışına karşı ilk savunma hattımızdır ve bizi negatif enerjilerden korur. Örneğin, yoğun bir iş gününde stres yaşadığınızda, auranız zayıflar ve enerjiniz tükenmiş hissedebilirsiniz. Ancak, doğada huzurlu bir yürüyüş yaptığınızda auranız temizlenir, enerji seviyeniz yükselir ve yenilenmiş hissedersiniz.

Aura, kişinin genel sağlığı ve enerji durumu hakkında önemli bilgiler verir. Stresli, hasta ya da negatif duygular içinde olan birinin aurası zayıf ve solgun olabilirken, pozitif, mutlu ve enerjik bir kişinin aurası daha parlak, geniş ve dengelidir.

Aura rengi, bireyin enerji durumunu ve ruh halini yansıtan önemli bir göstergedir. Mavi renk sakinliği, huzuru ve içsel dinginliği simgelerken, kırmızı enerji, tutku ve canlılığı yansıtır. Sarı renk zeka, zihinsel berraklık ve neşeyi temsil ederken, yeşil renk şifa, denge ve doğayla uyumu ifade eder. Mor renk ise ruhsal farkındalık, sezgi ve yüksek bilinç ile ilişkilidir. Kişinin enerji durumu, auranın renklerinde belirgin hale gelir. Auranın parlak, dengeli ve renkli olması kişinin enerjisinin akıcı ve sağlıklı olduğunu gösterirken, nazar ya da enerji blokajları gibi dış etkenler auranın belirli bölgelerinde karanlık veya zayıf alanlar olarak kendini gösterir.

Bu bağlamda, nazar kavramı da aura ile yakından ilişkilidir. Nazar, kıskançlık, aşırı hayranlık ya da olumsuz düşüncelerle bir kişiye istemsizce ya da bilinçli olarak yöneltilen negatif enerjiyi ifade eder. Bu negatif enerji, kişinin aurasında zayıflamalara ve enerji blokajlarına yol açabilir. Aurası zayıflayan kişi, dışarıdan gelen bu tür enerjilere karşı savunmasız hale gelir ve fiziksel ya da ruhsal rahatsızlıklar yaşamaya başlar. Örneğin, bir kişinin sürekli yorgun, halsiz ve huzursuz hissetmesi, auradaki enerji kaybının bir göstergesi olabilir.

Auramıza zarar veren  diğer şeylerden biri, başkaları hakkında konuşmak, yargılamak ve dedikodu yapmaktır.Dinimizde de bu tür davranışların yasaklanması, aslında insanın kendi iyiliği içindir. Çünkü birinin arkasından kötü konuştuğunuzda, farkında olmadan onun negatif enerjisini kendi auranıza çekersiniz. Bu kişinin enerjisi temizlenir, sizin auranız ise kirlenir ve kötü olayları kendinize çekmeye başlarsınız. Dinimizde geçen "birinin günahını almak" ifadesi, tam da bunu anlatır.

Örnek olarak,bir arkadaşınızın hakkında kötü şeyler söylediğinizde, onun enerjisini temizlemiş olursunuz. O, hayatında daha iyi şeyler yaşamaya başlarken, sizin enerjiniz bozulduğu için sıkıntılar, talihsizlikler peşinizi bırakmaz. Bu nedenle, başkaları hakkında olumsuz konuşmak yerine, olumlu düşünceler yaymak hem kendi auranızı korumanıza yardımcı olur hem de hayatınıza iyi şeyler çekmenizi sağlar.

Unutulmamalıdır ki aura, bizim enerjisel zırhımızdır ve bu zırhı güçlü tutmak, içsel sağlığımızı da güçlendirmek anlamına gelir. Her bireyin enerji alanı benzersizdir ve bu alanı korumak, dengede tutmak, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın anahtarıdır.Auranın etkisi sadece dışsal faktörlerle sınırlı kalmaz; aynı zamanda düşünce yapımız, duygularımız ve zihinsel sağlığımız da bu enerjisel alanın dengesini doğrudan etkiler. Bu nedenle, içsel huzuru ve enerji akışını dengelemek, auramızın gücünü korumak için en önemli adımlardan biridir.

Not:Yaşam Yolum e-kitabından alıntıdır.